Gel kardeş gel de anlatayım
Nerden başlasam
Ya da nerde bitirsem
Bilmem ki
Hayat çok şey koparmış benden
Hangi parçamdan başlayım
Çok zaman çalar bizden anılar
Hangi yaramı sarayım
Gözlerim körmüş
Yalanmış sabahlar
Ve bu tozpembe sahtelikte
Bom boş insanlar içinde
Ben seni nasıl bulayım?
29 Ağustos 2007 Çarşamba
DERTLEŞME
25 Ağustos 2007 Cumartesi
AKTARMALI SEYAHAT
Önümde belli belirsiz bir güneş batıyor
Gözlerim biraz nemli
Ama ağlamıyorum !
Yollarındayım işte
İlk durağım olmuş evin
Seni göreceğimden değil
Sadece umuduna doymak için
Ben kendi anneme
Aktarmalı gidiyorum...
SONBAHAR
Ben hep bir sonbaharda sevilmek istedim
Hani Eylülün başlattığı ama bitiremediği mevsim
Bir hüzün tablosu sarı yapraklı çıplak dallı resim
O pembe akşamüstleri cılız soğuğunu sevdiğim
Herkesin alevi sönmüşken hissedebildiğim
İçimi yakan sıcaklığı paylaşmak isterdim
Ben hep bir sonbaharda sevilmek istedim
Yağmurlar yağarken huzurla beklediğim
Duygularımın tutuşturduğu sıcak bir evim
Bir de sevdaları tutmak isteyen ellerim
Yazdan kalan aşkların ateşi sönmüşken, yanmak isterdim
Ben hep bir sonbaharda sevilmek istedim
Şimdi küçücük ürpertilerin karanlık koğuşundayım
Ayağımı uzatırsam değeceği sarı yaprakların
Göğe bakarsam bulutları delen çıplak dalların
Geçmişimi acılarımla harmanladığı kupkuru koynundayım
Başımda kahverengi bir Eylül bana gardiyan
Bense bu mevsimin tek kölesiyim
Var mı bu garip halimden anlayan
Çok değil sadece bir sonbaharda sevilmek istedim…
GARİP KASİDELER
-1-
Aşk kötü yapıyor be kardeşim !
Ne su, ne hava, ne ekmek…
Sürüm sürüm süründürüyor be kardeşim !
Mümkün mü emeklemek veya yürümek ?
Sanmıyorum !...
-2-
Ben şimdi seni düşünmüyorum ki !
Sadece “of” çekip, dertleniyor…
İç geçirip, üzülüyorum…
Niye mi ?
Bil bakalım !
-3-
Işık mı kaldı dünyada ?
Yoksa hâlâ bir yerlerde umut var mı?
İyide yıllar geçti benden,neden yoklar hayatımda ?
Daha benden alamadıkları kaldı mı?...
-4-
İnsan olduk
Sebebidir geçen günlerin
Hayattan soğuduk
Farkında değilken sevdaların
Gününü gün eden çocuktuk
Anlayınca da esiri olduk zamanın
Belki de bundan kaybolduk…
Kim bilebilir ?
-5-
Duymadığım bir müziğin ritmindeyim
Olaylar birçok perdenin ardında dönüyor
Dokuz köyün oyunları beni ilgilendirmez
Ben , sadece birkaç kişinin izleyebildiği
Onuncu köyde kendi sahnemdeyim.
-6-
Güneşe siper et gözlerini
Gölgede kalsın gözlerin
Belki o zaman yüreğini gizlersin...
Gerçi ışıkta temizleyemez
İçimizdekileri
Ne dersin ?
Doğru değilmi…
TÜRKÇE DERSİ
Kendimde olmam lazım
Yazabilmem için
Hocam ne huzuru anlamadım
Biz buradayız ama niçin
Konuşmak için gerekir bir adım
Hangi yollara gideyim siz seçin
Hocam hangi dil duyamadım
Ben hâlâ buradayım ama niçin
Her yerde bir parçam ne biçim hayatım
Ders hikâye hocam tüm bunları geçin
Bu hayatın gereksiz tanımlarını anlayamadım
Herkes kendince yaşıyor ama niçin
20. YAŞ GÜNÜ
Bugün bir başka 21 Eylüldü sanki
Ya da farklı bir sonbahar
Küçük bir pastaydı masadaki
Ve birkaç dosttu sadece
Bendeki garip bir yirmi yaş hüznü
Bir de hatırlanmanın mutluluğu elbette
Ne acıdır ki istediğim şiir olmadı bu
Güzel bir hediye veremedim kendime
Yirminci yaş günümdü şairliğimin sonu
İlk gurbet doğum günümdü ömrümde
Bir küçük pastaydı masadaki
Ve birkaç dosttu sadece
İçten bir teşekkür etmek istedim kendimce
Yirminci yaş günümdü şairliğimin sonu
Gönlümdekileri sığdıramadım kelimelere
Not: Bu şiiri 20. yaş günümü hatırlayıp o gün benimle olan Elanur,Abidin,Ezel ve Sermet'e armağan ediyorum...Tekrar Teşşekürler...
KAYBOLUŞLAR
Ben kaybolalı çok oldu
Gezip duruyorum boş gecelerde
Senleyken de bu geceler sonsuzdu
Şimdi biraz daha karanlık sadece
Sislere boğulmuş puslu günlerimde
Bana kızan çirkin düşlerin bile hoştu
Ben kaybolalı çok oldu
Nice ışıklar gördüm de faydasız
Binlercesi de garip gönlümde hapsoldu
Kimsesiz sabahlarım doğuyor yalnız
Seni görebildiğim sabahlarım daha hoştu
Ben kaybolalı çok oldu
Gümüşi bir gün geliyor yine
Eskiyi unutmak ve yiteni bırakmak için
Tekrar tekrar uyumak gerek bence
Ve sadece ummak…
Gözlerimi açtığımda sessizce
Kendimi yeni bir dünyada bulmak
Beni senden koparabilir mi sence?
Boş umutlar içinde uyumak
Kime soruyorum ki?
Belki sen de kayboldun
Kendi düşlerinde…
SENİ ANLATAN DAMLALAR
Bir yağmur damlasıydı seni anlatan,
Benden alıp göğe çıkaran,
Uzun felaket,kısası hüzün,
İzledikçe beni ben yapan…
Bir yağmur damlasıydı seni anlatan,
Güneş ışığına gökkuşağı altından bakan,
Gözlerin söylerdi,sefildi gökyüzüm,
Bakınca görünürdü sevdam bulutlarda yatan
Bir yağmur damlasıydı seni anlatan,
Hayallerimde yüzünü sislere boğan
Önünü göremeden koşmaya çalışan gönlüm,
Kör topal bir aşıktı haddinden fazlasını uman…
Bir yağmur damlasıydı seni anlatan,
Akıp giderken seni bana bırakan,
Binlercesi buluşursa geceyle düşümde,
Var gel halimi sen düşün !
24 Ağustos 2007 Cuma
BAŞKENT
Kurtarmam gereken bir başkent var
Düşman eli değmemiş Ankara
Bekle ben doğuncaya kadar
Umutla doğ yeni yarınlara
Cumhuriyet bakışlı çocuklara bırakacağım seni
Bekle ben doğuncaya kadar
Ulaşacaksın bir gün en güzel bahara
Cumhuriyetin başkenti Ankara
Not: Bu şiir bundan 3 sene evvel yazıldı.Malum Cumhurbaşkanlığı seçimiyle alâkası yoktur :))
Cebimdeki Şiir
Ankara’da yağmur varmış
Paltonu çıkarmışsındır…
Tenin ürpermiştir şimdi
Gözlerinde çakmaya hazır yıldırımlar
Bulutlu gökyüzüne bak!
Gelmekte olan karanlığa doğru
Uzat ellerini…
Beyaz yüzüne değsin damlalar
Ben hayalinde yaşarken
Seni uyandırsın bu yağmurlar…